11 Kasım 2013 Pazartesi

Adil Fiyat Düzeyi Kavramı Nedir?

Pek çok insan turistik bir bölgede örneğin yiyecek fiyatlarının genellikle yüksek olması nedeniyle “soyulduğu” hissine kapılmıştır. Ancak günümüzde genel olarak kabul görmüş ekonomik modele göre (serbest piyasa) soyulmak diye bir şey yoktur. Fiyat basit anlamda insanların ödemeye razı olduğu para miktarıdır. Serbest piyasa ekonomisini savunan kesimlere göre fiyat belirlemenin ahlaki bir sınırlaması yoktur – fiyatı belirleyen basit anlamda piyasadır. Soyguncu gibi görünen satıcılar, aslında sadece fiyat düzeylerini alıcıların ödemeye razı olduğu üst sınıra doğru yaklaştırmışlardır. Eğer bu sınır aşılırsa, yani fiyat düzeyi insanların ödemeye razı olduğu fiyatı geçerse bu durumda satıcılar ürün satamayacak ve fiyatları tekrar düşürmek zorunda kalacaklardır. Piyasa ekonomisini savunanlar fiyatların yalnızca piyasa ortamında oluşabileceğini kabul ederler, hiçbir malın içsel veya doğal bir değeri yoktur.

Öte yandan Sicilyalı bilim adamı ve rahip Thomas Aquinas, Summa Theologica adlı yapıtında fiyatların piyasa tarafından oluşturulması fikrine karşı çıkmıştır. Thomas'a göre fiyat tamamen ahlaki olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle bir mala değerinden daha yüksek bir fiyat biçmeyi tamahkarlık ve büyük bir günah olarak nitelendirmiştir.

25 Ekim 2013 Cuma

A Tipi ve B Tipi Fonların Özellikleri Nelerdir?

Yatırım Fonları, halktan toplanan paralara karşılık, hisse senedi, özel sektör borçlanma araçları, tahvil gibi sermaye piyasası araçlarından ve altın gibi kıymetli madenlerden oluşan portföyleri yönetirler. Yatırımcı, yatırım fonunun oluşturduğu portföyün belirli bir kısmına, buna karşılık gelen katılım payını ödemek yoluyla sahip olur. Yatırım Fonları, A tipi ve B tipi olmak üzere iki ana gruba ayrılırlar.

A tipi fonlar, hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarıdır ve portföy değerinin en az %25 kadarı devamlı olarak Türk şirketlerinin hisse senetlerinden oluşması gerekir.En az %51 hisse senetlerinden oluşan Hisse Fonları, sermaye piyasası araçlarından en az ikisini ve her birini en az %20 oranında içeren Karma Fonlar, belirli bir sektöre ait şirketlerin hisse senetlerinden en az %51 oranında olmak üzere içeren Sektör Fonları ve portföyün içeriği itibariyle sınırlamaya tabi olmayan Değişken Fonlar, A tipi fonlara örnek olarak gösterilebilir.

B tipi fonlar ise A tipi fonların aksine hisse senedi konusunda belirli bir sınırlama içermezler. Bu tip fonlarda ağırlıklı olarak bono, tahvil ve repo gibi sabit getirili araçlar kullanıldığından A tipi fonlara göre risk düşüktür. En çok kullanılan B tipi fonlar Değişken Fon, Likit Fon ve Tahvil - Bono Fon olarak sıralanabilir.

27 Ağustos 2013 Salı

Üretim Faktörleri Nelerdir?

İktisatta üretim faktörleri emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişimci olmak üzere dört gruba ayrılmıştır. Bu farktörler içerisinde emek ve girişim insana dayalı faktörlerken, sermaye ve doğal kaynaklar maddi niteliktedir.

Emek ya da işgücünün kaynağı ülke nüfusudur. Bu nedenle işsizliğin doğal düzeyde kalması koşuluyla ülke nüfusu arttıkça toplam çıktı da artacaktır. Ancak işgücünün miktarının yanında kalitesi de önemlidir, iyi eğitilmiş ve sağlıklı bireylerde oluşan bir işgücünün çıktı düzeyi, sağlıksız ve çoğunluğu kas gücüne dayalı üretim yapan niteliksiz bir işgücüne göre çok daha yüksek olacaktır.

Sermaye üretim sürecinde kullanılan maddelerdir. Üretimde kullanılan her türlü makine, üretimin yapıldığı binalar, araç ve gereçler birer sermayedir. Bunların dışında üretim düzeyine dolaylı olarak katkıda bulunan demiryolları, barajlar, yollar, enerji santralleri de dolaylı olarak birer sermayedir. Ancak günlük hayatta parasal fonlara da genellikle sermaye denmektedir. İktisatta ise bu fonlar yalnızca üretim sürecinde kullanılan fiziki mallara yatırıldığında sermayeye dönüşmüş olur.

8 Ağustos 2013 Perşembe

Hoş Olmayan Monetarist Aritmetik Nedir?

Bilindiği gibi devlet giderleri, gelir düzeyini aşarsa bütçe açığı oluşur. Günümüz hükümetlerinin en ciddi sorunlarından biri kronik bütçe açıkları olmaktadır. Avrupa ekonomilerinin krize girmesinin nedenlerinden biri kapatılamayan büyük bütçe açıkları olmuştur.

Devletler bütçe açıklarını iki şekilde finanse edebilmektedir
  1. Para basarak,
  2. Borçlanarak.
Para basılması piyasada kesinlikle enflasyon yaratacaktır ancak borçlanma yöntemi enflasyon yaratmayabilir; bu nedenle karar alıcılar para basmak yerine borçlanmayı tercih etmektedir.


Etken Koruma Oranı Nedir?

Uluslararası ticarette ülkeler, yerli sanayilerini rekabetten korumak amacıyla ithalat mallarına belirli bir düzeyde gümrük tarifesi uygularlar. Böylece yabancı malın fiyatı uygulanan vergi oranı kadar yükselirken yerli mal da aynı oranda maliyet avantajı elde eder. Bu oran, koruma düzeyine karşılık gelmektedir. Ancak yerli malın üretiminde ithal girdiler kullanılıyorsa koruma düzeyi değişiklik gösterebilmektedir. Eğer yerli malın üretiminde kullanılan ithal girdiler için uygulanan bir tarife varsa bu durum ithal girdilerin fiyatını yükseltecek ve sonuçta yerli malın maliyetini arttıracaktır. Bu şartlarda koruma oranı sapma göstermektedir. Bu nedenle etken koruma oranının (effective rate of protection) hesaplanması gerekmektedir.

Aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilir: